Şiirler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiirler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Ünlü Şairimizin Vatan İle İlgili Şiirleri


KATEGORİLER : , , , , , , YORUM: 0

Şiirler kategorimize tanınmış ve en çok sevilen ünlü şairlerimizin vatan ile ilgili yazdığı en güzel şiirleri derledik. Başta Nazım Hikmet, Orhan Veli Kanık, Cahit Sıtkı Tarancı,Ahmed Arif gibi usta şairlerimizin işte o güzel kaleminden çıkan vatan sevgisi ile ilgili şiirler...

1. Nazım Hikmet, Memleketimi Seviyorum

Memleketimi seviyorum:
Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

Memleketim:
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kurşun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendinden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim.
Memleketim ne kadar geniş:
dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
ve güneye
pamuk işleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kerre olsun geçemedim diye
utanıyorum.
Memleketim:
develer, tren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
kavak
söğüt
ve kırmızı toprak.
Memleketim.
Çam ormanlarını, en tatlı suları ve dağ başı göllerini seven
alabalık
ve onun yarım kiloluğu
pulsuz, gümüş derisinde kızıltılarla
Bolu’nun Abant gölünde yüzer.
Memleketim:
Ankara ovasında keçiler:
kumral, ipekli, uzun kürklerin pırıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun’un.
Al yanakları mis gibi kokan Amasya elması,
zeytin
incir
kavun
ve renk renk
salkım salkım üzümler
ve sonra karasaban
ve sonra kara sığır
ve sonra: ileri, güzel, iyi
her şeyi
hayran bir çocuk sevinciyle kabule hazır,
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
yarı aç, yarı tok
yarı esir…

2. Orhan Veli Kanık, Vatan İçin

Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.

3. Cahit Sıtkı Tarancı, Memleket İsterim

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

4. Ahmed Arif, Yurdum Benim Şahdamarım

Engereğin dişlerine işledim, Ağu dişlerine Oluklu, çentik…
Ve vurgun, Gözleri bir çift cehennem Burnuna kan tütmüş Pars bıyığına…
 Dağın pulat yüreğine işledim, Şimşeğin masmavi usturasına Sevdanı usul-usul Sevdanı mısra-mısra Lo ben seni hapislerde sevmişim, Ben seni sürgünlerde.  
Yurdum benim şahdamarım…
Yücende buzul Ve kar, Maviş dağ tavşanları Gün vuranda alaran Zemheri yılanları Ve yakut bir hışımla Öyle çakılan Sonsuzluğun yakışığı kartallar.
Başım gözüm üstünesin Suskum, avazım üstüne…  
Adından başka silah Yazgından başka günah Daha yazmamış Hiçbir gizli dosyada Hiçbir açık kitapta.
Peşinde azgınları Kanlı paranın Yani Doların itleri, Altın, Sterlin kurtları Ve petrol Nemrutları Ve kurşun Yezitleri…

5. Turgut Uyar, Türkiyem

Seni boydan boya sevmişim, Ta Kars’a kadar Edirne’den. Toprağını, taşını, dağlarını Fırsat buldukça övmüşüm.
Sen vatanımsın, ekmeğimsin Duyduğum, bildiğim zafersin yıllarca…  
Zonguldak’ta 63 numara Nazlı sahiller Akdeniz’de. Sevdasın ciğerlerimde parça parça Yarı kalmış dileğimsin…
Sen Koçhisar’da tuzum, Sille’de kızım…
Çift kulaklı Sürmene bıçağı belimde. Varmışım çiğ köfte yemeye Adana’ya Dadaloğlu’ndan bir koçaklama dilimde: – Şu yalan dünyaya geldim geleli…  
Hey vatanım, bacım, sağdıcım, emmim Senden bir yara her yerimde.  
Desteye güreşmişim Kırkpınar’da. Durmuş da yorgunluk çıkarmışım, Bir akşam vakti Dört bardak kırtlama çayla Erzurum’da..
Ardahan’a varmışım yollar uzamış Bel vermiş, yol vermemiş dağlar.  
Yüce Tanrı dört yanını bezemiş, Beni yakan bir Konyalı kız imiş..
Seni boydan boya sevmişim Ta Edirne’ye kadar Kars’tan. Taşını, toprağını, yiğidini, Fırsat buldukça övmüşüm..

6. Ataol Behramoğlu, Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum

Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Boynu bükük ay çiçeği Şiirin ve aşkın geleceği
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Dağ rüzgarı, portakal balı Alçak gönüllü, hünerli, sevdalı
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Yazgısı kara yazılmış gelin Kurumuş sütü memelerinin
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Harlı bir ateş gibi derinde yanan Haramilerin elinde bulunan
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Güngörmüş, bilge toprağım Yunus, Pir Sultan ve Nazım
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Bozlat, ağıt, halay ve zeybek Dumanı üstünde ekmek
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Yüzü kırış kırış anam Ağlayan narım, gülen ayvam
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Asmaların üstünde gün ışığı En güzel geleceğin yakışığı
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum Zinciri altında kımıldayan Bitecek sanıldığı yerde başlayan

7. Edip Cansever, Mendilimde Kan Sesleri

Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten çiçeğe Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine Konyanın beyaz Antebin kırmızı düzlüğüne benzer Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir Denize benzer ki dalgalıdır bakışları Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına Öylesine benzer ki Ve avlularına (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi) Ve sözlerine (Yani bir cep aynası alım-satımına belki) Ve bir gün birinin adres sormasına benzer Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına Minibüslerine, gecekondularına Hasretine, yalanına benzer Anısı işsizliktir Acısı bilincidir Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan Gülemiyorsun ya, gülmek Bir halk gülüyorsa gülmektir Ne kadar benziyoruz Türkiye’ye Ahmet Abi.

8. Cahit Külebi, Yurdum

1917 senesinde Topraklarında doğmuşum. Anamdan emdiğim süt Çeşmenden tarlandan gelmiş. Emmilerim hudutlarında Senin için döğüşürken ölmüşler. Kalelerin burcunda Uçurtma uçurmuşum, Çimmişim derelerinde. Bir andız fidanı gibi büyümüşüm. Topraklarının üstünde.
Koca koca kamyonlara binmişim. Daha büyük şehirlerine Okumaya gitmişim. Eşkiyalar yolumu kesmiş, Alacak şey bulamamışlar. Topraklarının üstünde Top oynamış, aşık olmuş, düşünmüş, Ahbap edinmişim.
Kederlendiğim günler olmuş Naçar dolaşmışım sokaklarında, Sevinçli günlerim olmuş Başım havalarda gezmişim. Bağrımı açıp ılgın ılgın Esen serin rüzgarlarına, İlk defa kıyılarından Denizi seyretmişim. Issız çorak ovalarında Günlerce yolculuk etmişim.
Ağladığım senin içindir Güldüğüm senin için Öpüp başıma koyduğum Ekmek gibisin.

9. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Vatan Türküsü

Sizin aldığınız rüzgar, sizin verdiğiniz sessizlik Kırmızıda, akta. Çalışmanızın Ölümsüzlüğünüzün kımıldanışı Buğday buğday, bu toprakta.
Allah bir nefes gibi yakın Gökyüzü bir nefes kadar uzakta. Gidecektir kâinatın son zerresine dek Hürriyetiniz, bu toprakta.

10. Ahmet Erhan, Yurdum Gibi Yaralıyım

Yurdum gibi yaralıyım Ne eksik, ne fazla Derin bir uçurumum Bütün haritalarda
Geceleri çığlıklar Giriyor düşlerime Dirlik nedir bilmedim Yalan yanlış tarihimde
Yurdum gibi yaralıyım Dünyaya karşı ben Yılar değil yıllar, umudumdur Sessizce küllenen…
Devamını Oku »

En Güzel Nâzım Hikmet Ran Şiirleri, En Sevilen Nâzım Hikmet Ran Şiirleri


KATEGORİLER : , , , , YORUM: 0
Üstad Nâzım Hikmet Ran sayfamızda büyük ustanın en sevilen şiirleri paylaşıyoruz. Ayrıca  Anlamlı Nâzım Hikmet Ran Şiirleri, En Popüler Nâzım Hikmet Ran Aşk Şiirleri, Kısa Şiirler, Şiirler, Beğenilen Nâzım Hikmet Ran Tüm Şiirleri Yeni Paylaş...
 En Güzel Nâzım Hikmet Ran Şiirleri, En Sevilen Nâzım Hikmet Ran Şiirleri

Tahirle Zühre Meselesi

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
                             ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seni Düşünmek

Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...

Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
Iyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni gorebilesin
Fedakarliğimi anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşiyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacagız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
Içimden bir şey :
belki diyor.

Bir Ayrılış Hikayesi

Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
- Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
Ve artık
biliyorum:
Toprağın
Yüzü güneşli bir ana gibi
En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...

Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...

Kadın sustu.

SARILDILAR

Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...

AYRILDILAR...

Seviyorum Seni

Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi

Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi

İstanbul\'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi

Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

Ceviz Ağacı

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı\'nda,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı\'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul\'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul\'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı\'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Hasret

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.

Yüz yıldır bekler beni
                    bir şehirde bir kadın.

Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
                       yol yüz yıllık.

Yüz yıldır alacakaranlıkta
                   koşuyorum ardından.
Devamını Oku »

En Güzel Özdemir Asaf Şiirleri, Özdemir Asaf Sevilen Şiirler


KATEGORİLER : , , , , YORUM: 0
Usta şair  Özdemir Asaf'a ait en çok okunan ve en sevilen şiirleri sayfamızda listeledik. Birbirinden güzel anlamı olan Özdemir Asaf Kısa şiirleri sizlere özel....
ozdemir asaf siirleri
En Güzel Özdemir Asaf Şiirleri, Özdemir Asaf Sevilen Şiirler

AKIL GÖZÜ

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.

Lavinia

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia

Aşk

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

Adalet

İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

Ansızın

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.

Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım.

2=1

Kim o, deme boşuna...
Benim, ben.
Öyle bir ben ki gelen kapına;
Başdan başa sen.
Devamını Oku »

En Güzel Atilla İlhan Şiirleri, En Sevilen Şiirler


KATEGORİLER : , , , , , YORUM: 0
Atilla İlhan 'ın en çok okunan şiirlerini seçip sizinle paylaşıyoruz. En çok sevilen Atilla İlhan Şiirleri, En Beğenilen Atilla İlhan Şiirleri Oku,En popüler  Şiirler, Harika Atilla İlhan Anlamlı Şiirleri, Full Şiirleri Beğenilen Kısa Şiirler...

Ben Sana Mecburum

Ben sana mecburum bilemezsin 
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
Ben sana mecburum bilemezsin 
İçimi seninle ısıtıyorum 

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
Bu şehir o eski İstanbul mudur? 
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
Sokak lambaları birden yanıyor 
Kaldırımlarda yağmur kokusu 
Ben sana mecburum sen yoksun 

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur 
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur 
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından 
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor 
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor 
Durup köşe başında deliksiz dinlesem 
Sana kullanılmamış bir gök getirsem 
Haftalar ellerimde ufalanıyor 
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem 
Ben sana mecburum sen yoksun 

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun 
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin 
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Bu kurtlar sofrasında belki zor 
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden 
Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Sus deyip adınla başlıyorum 
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
Hayır başka türlü olmayacak 
Ben sana mecburum bilemezsin..

Ayrılık Sevdaya Dahil

Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın
En görkemli saatinde yıldız alacasının
Gizli bir yılan gibi yuvarlanmış içimde kader
Uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın
Rüzgar uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
Mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan
Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
Heryerimde vücudumun ağır yanık sızıları
Bir yerlere yıldırım düşüyorum
Ayrılığımızı hisettiğim an demirler eriyor hırsımdan
Ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu
Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş
Tedirgin gülümser
Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
Her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili
Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
Gittikçe genişliyen yakılmış ot kokusu
Yıldızlar inanılmıyacak bir irilikte
Yansımalar tutmuş bütün sahili
Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil
Çünkü ayrılanlar hala sevgili
Yanlızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık
Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
Su tozları yağıyor üstümüze
Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
Eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı
Karanlık çöktü denize
Yanlızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince
Sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice
Yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak
Bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına
Benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle
Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız
İkimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız
Hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi
Tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı
Hala kıpkızıl gülümseyen sanki ateşten bir tebessüm zehir zemberek AŞKIMIZ

Aysel Git Başımdan

aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum
benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın
hiçbir dakikamı yaşayamazsın
aysel git başımdan ben sana göre değilim
benim için kirletme aydınlığını
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

Islığımı denesen hemen düşürürsün
gözlerim hızlandırır tenhalığını
yanlış şehirlere götürür trenlerim
ya ölmek ustalığını kazanırsın
ya korku biriktirmek yetisini
acılarım iyice bol gelir sana
sevincim bir türlü tutmaz sevincini
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

sevindiğim anda sen üzülürsün
sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş
uzak yalnızlık limanlarına
aykırı bir yolcuyum dünya geniş
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki
çetrefil yolculuğum kesinleşmiş
sakın başka bir şey getirme aklına
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan seni seviyorum

Üçüncü Şahsın Şiiri

gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu ağlardım

ne vakit maçka\'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgar aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felaketim olurdu ağlardım

akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım

Böyle Bir Sevmek

ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkı belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir

yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.

An Gelir

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür

şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür

an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür

son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür

görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
attilâ ilhan ölür

Zeynep Beni Bekle

zeynep beni bekle / gece agaçlarina
yagmur çiseliyorum / cam tozu su beyazi
yalnizligini mutlaka degiştirecegim
bir yaprak halinde süzülüp saçlarina
eski teşrin\'lerden / kederli kirmizi
zeynep beni bekle mutlaka dönecegim
söyle kim önleyebilir buluşmamizi

geceleyin işiklari söndürdügün zaman
benim şiir kitaplarindan sizan aydinlik
elinde uyuyakaldigin heyecanli roman
pancurlarin çarpildigi lodos geceleri
rüzgârin degil benim / pencerendeki islik
her akşam koridordaki ayak sesleri
yanliş çaldigini zannettigin telefon
zeynep beni bekle mutlaka gelecegim
hem bu ne ilk ayriligimiz ne de son

pikapta eminaga acemaşirân saz semaisi
sokakta çocuklar saklambaç hirsiz polis
hayat akip gidiyor olsam da olmasam da
saati durmamali ufak sorumluluklarin
resmi birakmadin ya / son çektigin hangisi
bak mektuplar birikmiş yine masamda
fakülteler açilacak bak bugün yarin
zeynep beni bekle mutlaka gelecegim
başladigimiz filmi birlikte bitirecegiz

kim ne derse desin içimde delice bir his
Devamını Oku »

Cemal Süreyya Şiirleri, En Güzel Cemal Süreyya Şiirleri


KATEGORİLER : , , , YORUM: 0
Cemal Süreyya'nın en güzel ve en sevilen şiirlerini sayfamızda listeledik. Birbirinden güzel Cemal Süreyya şiirlerini okuyabilirsiniz.


Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı

Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni
Ne kadar yakından ve arada uçurum;
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
Ben artık adam olmam bu derde düşeli
Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan o

Aşk

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi gün

Bu Bizimki


Yıkıcı bir aşk bu,
Yıkıyor milletin ortasına
Tutku yükünü.
Bölücü bir aşk,
Ekmeği suyu bölüyor
Günde üç öğün.
Hain bir aşk
..........
..........

Üvercinka


Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
Lâleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşun
..........
..........

Nehirler Boyunca Kadınlar Gördüm

Porsuk nehrinin geçtiği kadınlar
Hepsine yüzer kere rastladım en azdan
Umutsuz sevdalara tutulmak onlarda
Bozkıra doğru seyrele seyrele yaşamak onlarda
Verdi mi adama her şeylerini verirler
Ben gördüm ne gördümse kadınlarda
Porsuk nehrinin geçtiği
Kızılırmak p

8.10 Vapuru

Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İşinden memnun değilsin
Bu ke
..........
..........

Sizin Hiç Babanız Öldü Mü?

 Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.
Siz hiç hamama gitt

Küçük Anne

 Küçük anne, kelepir kız,
Bir şey söyle bana,
bana bir laf et ki binlerce,
Onbinle
..........
..........
Devamını Oku »

Can Yücel Full Şiirleri ,En Güzel Can Yücel Şiirleri


KATEGORİLER : , , , , , , , YORUM: 0
Can Yücel'e ait en güzel şiirler,full can yücel şiirleri, yeni Can Yücel Şiirleri, Can Yücel İsyan Şiirleri, Can Yücel Aşk Şiirleri, Can Yücel İtiraz Şiirleri,Şiirler,Can Yücel Şiiri Oku...

Can Yücel Şiirleri – Ağaçları Kesmeyin
Düş bir yaş dalından düşerse
Nereye düşer hiç düşündünüz mü?
Yerde bir iz kalmayacak mı izdüşüm?
Düşen yaş dalından düşünce
Gözlerinizdedir pınarı
Bir yaş bir daldan düşünce
Kökündedir yaşı
Bir yaş düşer bir daldan
Hepimizin ölen arkadaşı
Ve çok eskilere dair bir düşünce.

Can Yücel Şiirleri – Akdeniz Yaraşıyor Sana

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk havladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

Can Yücel Şiirleri – Akış

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme…
Dudaklarım öpüşmekten mosmor…
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Bakma sen sevgili Teodorakis
Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!
Avluların o en çakırkeyiflisine
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama
Mısır danesi değil ki bu adalar
Ne de biz güverciniz…
Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden
Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle
Birbirimize
Ve kendimize
Bilakis
Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme

Can Yücel Şiirleri – Değişim

Zeus güya, rüzgâr
Koşuyor karşıki ağacın ardından
Yakalayamıyor ki ama
Daphne değil çünki o yeşil kızın adı
Demin
Kasvet, elinde bir paslı makas,
İstanbul’un asma köprülerini kesti.
Sevdamızın ipinde cirit oynayan cambaz
Şimdi bir kör satırdır içimizde.
Ha düşer,
Ha düşer,
Ha düşer…
Başımızın üstünde demin gülüp duran gökyüzü
Yedekte bir salapurya şimdi

Can Yücel Şiirleri – Eğer-Can Yücel Şiirleri


O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde ‘onca ayrılığın birinci dereceden failidir’ denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın
eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse…
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

Can Yücel Şiirleri – Herşey Sende Gizli


Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…

Can Yücel Şiirleri – Başka Türlü Bir Şey

başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince
nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..

Can Yücel Şiirleri – Buluşmak Üzere

Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attıkça sen
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayım diyorsun
İçine doğdu belki de
İşte çil çil koşuşan balıklar
Lapinalar gümüşler var ya
Eylim eylim salınan yosunlar
Onların arasında bulacaksın beni
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
Herkes orda sen de ordasın
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
Özgürlüğe mutluluğa doğru
Her işin başında sevgi diyor
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
Bi de başını çeviriyorsun ki
Yanında ben varım

Can Yücel Şiirleri – Gitmelerin Mevsimi Eğer Gidebilseydim…

Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey…
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız “kalk gidelim”,
öbür yanımız “otur” diyor.
“Otur” diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira…
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu…
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz…
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler…
Bir çocuk daha doğurmalar…
Borçlara girmeler…
İşi büyütmeler…
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben…
Kapıdaki Rex’i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki…
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında,
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?
“Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardır;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
İnadına kök salmak lazım.
Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek…
Bütçe, zaman, keyif… Denk olsa.
Gün içinde mesela…
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Ne mümkün.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma…
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.
Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun… İstemek de güzel..

Can Yücel Şiirleri – Sevgi Duvarı

Sen miydin o, yalnızlığın mıydı yoksa
Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
Salonlar piyasalar sanat-sevicileri
Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
Yakanda bir amonyak çiçeği
Yalnızlığım benim sidikli kontesim
Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık
Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
Öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
Çöpçülerin elleriyle okşardım seni
Yalnızlığım benim süpürge saçlım
Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Can Yücel Şiirleri – Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim

Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardanbitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla – – ha düştü, ha düşecek – –
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici — hep, hepp acele işi! – –
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40’ı geçerse ateş, çağ’rırlar İstanbul’a,
Bi helollaşmak ister elbet, diğ’ mi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu,
Ohh, dedim, göğsüne gömdüm burnumu.
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.

Can Yücel Şiirleri – Yaşayınca Anladım

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat, hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
”Sana ihtiyacım var, gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ”git” dediğimde anladım..
Biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş…
Can Yücel Şiirleri – Büyük Can Dedi Ki
Kovalamayın beni yatağa
Hiç uykum yok
Daha lafınıza karışacağım
Ortalığı dağıtacağım
Televizyonu kapatacağım
Ayçiçeği resmi yapacağım daha
Başparmağıma şiir okuyacağım
Islık çalacağım
Daha çok işim var
Gecenizi karartacağım
Kütahya vazonuzu kıracağım
Vakitsiz yatırmayın beni
Daha çok erken

Can Yücel Şiirleri – Deliliğe Övgü

Yetti bu ölüsü elektirikli şehir
Nasıl öyle helô duvarları gibi
Ayıp yemişler veren bu ağaç
Amerikan yardımıyla başladı sabah
Kornalı saatlerin gözünden
Uğradı buluğ-cinli bir gök
Afrikaları dolanıyorum her çişe kalkışta
Zenci hamallar taşıyor başlarında
Otuziki kısımlık uykularımı
Bilinmez o kadınla yakınlık etmedikçe
Kötüdür insanı ısırıverir terlik
Bütün gün karşımda bu yüz puntolu herif
Güvercinler kesiyor gazte kağıtlarından
Hani ya şakşak hani güvercin
Hanidir hani ya hani balığı
Bana bir gömlek biç terzi kuşu
Göğün dellenmiş bir köyünden
Keçileri koyvermiş bir çoban
Yağmuru raporlu bir bulut

Can Yücel Şiirleri – Olmuyorsa Zorlamayacaksın

Olsun istersin…
Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.
Aşktır; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin,
Olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin…
Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş (?)
Ne de çözüm için bi’şeyler yapma gayretinde.
İştir; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…
Dosttur; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “O’na” ayırmaya çalışırsın…
Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın…
Bakarsın ki her şey başladığın gibi!
Olmuyorsa, olmuyordur!
Gönlün rahat mı?
Elinden geleni yaptın mı?
Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…

Can Yücel Şiirleri – Bilmelisin Ki

Bilmelisin ki… Bilmelisin ki …
Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.
Bilmelisin ki …
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
anlam yükü o kadar azalır.
Bilmelisin ki …
Karsındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında
çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Bilmelisin ki …
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!
Bilmelisin ki …
Tecrübenin kaç yaŞ günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Bilmelisin ki …
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven
öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil
Bilmelisin ki …
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da
ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Bilmelisin ki …
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Bilmelisin ki …
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin
için dönmesini durdurmuyor.
Bilmelisin ki …
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz
Bilmelisin ki …
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini
sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Bilmelisin ki …
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Bilmelisin ki …
sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar
sürüyor.

Can Yücel Şiirleri – Boşver Be Yaşı Başı

Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver!
Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver!
Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
Yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.
Sen inan yüreğine,
hem ona geçmezse kime geçer sözün?
Büyü, büyü..
Bak ellerin, ayakların kocaman,
aklın da maaşallah yerinde,
e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,
boşver yaşı başı,
aşk var mı aşk, sen ondan haber ver!
Takılmışsın yüzündeki, gözündeki çizgilere.
O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü,
öl gitsin..
Parayı pulu savurup,
bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,
savrul gitsin..
Boş ver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
kendi yüreğinden başka kim?
Aklını al da öyle git,
ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
seveceksen ve öleceksen uğruna..
Yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa..
Yaş 70’e gelse bile, hayat daha bitmemiş,
sen mi biteceksin?
Çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?

Can Yücel Şiirleri – Farzet Hiç Arılmadık

Farzet hiç ayrılmadık
Gözümde tütüyor
Gözümü tütsülüyorsun hala
Hep birlikteyiz sanki
Seninle ben ve DÜNYA

Can Yücel Şiirleri – Kayıp Çocuk

Birden işitilmez olsun ayak seslerim;
Gölgem bir başka sokağa sapıversin;
Unutayım bir anda her şeyi,
Nerde oturduğumu,
Bir tuhaf adem olduğumu Can adında.
Aklım arayadursun başka kapılarda kısmetimi,
Ben, bilmediğim sokaklarda bir başıma;
Gönlüm öylesine geniş, öyle ferah,
İlk defa görmüş gibi dünyayı,
Bir şaşkınlık içinde, yeniden doğmuş gibi;
Hatırlamam artık değil mi, dostlar,
Hatırlamam artık garipliğimi?

Can Yücel Şiirleri – Yalnızlığa Dayanırım Da

Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla,
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka.
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla…
Korkmam geçinip gideriz biz mutlulukla,
Ama;
”Günün aydın, akşamın iyi olsun” diyen biri olmalı.
Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
Yoksa zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama ”Çaya kaç şeker alırsın?”
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra…

Can Yücel Şiirleri – 66. Sone

Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
William SHAKESPEARE
Çeviri: Can YÜCEL
Devamını Oku »

Ayrılığı Anlatan Şiirler, Ayrılık Şiirleri, Ayrılıkla İlgili Şiirler


KATEGORİLER : , , , YORUM: 0
Hazır şiir sözleri sayfamızda manalı ayrılığı analatan şiir sözleri, sevgiliye ayrılık şiiri, anlamlı ayrılık şiirleri, en güzel duygusal ayrılık şiirleri, full ayrılıkla ilgili  şiir sözleri, kısa ayrılık şiirleri, yeni ayrılık şiir sözleri 2019, uzun ayrılık şiiri, acıklı şiirler, duygulu ayrılık şiirleri özel yer alıyor.


AYRILIĞIN ARDINDAN

ARTIK BİTTİ GURBET ELİN YOLLARI
LAL OLDU AHH ZALIM YARIN DİLLERİ
MECNUN OLDUM BİTTİ ALEMİN ÇÖLLERİ
GİDİYORUM BURALARDAN SOLDU SEVDAMIN GÜLLERİ.

GONCA İDİM EZDİN BENİ DÖNDÜM GAZELE
NERDEN GÖNÜL VERDİM SENİN GİBİ GÜZELE
AHHH SONUNDA SEN DE DEDİN YARAN TAZELE
GİDİYORUM BURALARDAN SOLDU SEVDAMIN GÜLLERİ

YALAN İLE DOLAN İLE GİRDİN GÖNÜL BAĞIMA
BİLEMEDİM ALDIM SENİ AŞK OTAĞIMA
HATA BENİM ALDANMIŞIM SENİN AĞINA
GİDİYORUM BURALARDAN SOLDU SEVDAMIN GÜLLERİ
ŞİMDİ ANLADIM Kİ SEVMEMİŞSİN AHH SEN BENİ
KÖR OLAYDI ŞU GÖZLERİM GÖRMEYEYDİM SENİ
ŞİMDİ DÜŞMAN GÖRÜYORUM BANA DEĞEN TENİNİ
GİDİYORUM BURALARDAN SOLDU SEVDAMIN GÜLLERİ

ŞİMDİ NEFRET EDER OLDUM KADIN NAMINA
AHH BU GENÇ YAŞIMDA DÜŞTÜM DERT BATAĞINA
ÖLÜRİSEN YALAN YAZDIR MEZAR TAŞINA
GİDİYORUM BURALARDAN SOLDU SEVDAMIN GÜLLERİ

HARAM OLSUN BUNDAN SONRA SEVDALAR BANA
ALDANIRSAM NAMERT YAZIN ADIMA
SEN SON İDİN SON KALICAN DERTLİ CANANA
GİDİYORUM BURALARDAN SOLDU SEVDAMIN GÜLLERİ

AYRILIK

UZAKLARDASIN ŞİMDİ
ELLERİM YETİŞMİYO SANA
GÖZLERİM GÖRMİYO SENİ
KULAKLARIM DUYMUYOSENİ

HAYATIM YAŞANMIYOSENSİZ
BOŞVER YAŞAMASAKTA OLUR
SENSİZ ANLAMI OLMUYO
ÇUNKU SEN EN BÜYÜK NEDENİMSİN

AYRILIK GÜNÜ

Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı

Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakalarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar

Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
Devamını Oku »

Aşk Anlatan En Güzel Şiirler, Kısa Aşk Şiirleri


KATEGORİLER : , , , YORUM: 0
 Sayfamızın içeriğinde Çok Güzel Aşk İle İlgili Şiirler, En Güzel Aşk Şiirleri, Duygusal Aşk Anlatan Kısa Şiirler, Sevgiliye En Anlamlı Aşk Şiirleri, Kısa Aşk Şiiri, Uzun Aşk Şiirleri Sevgiliye, Full Şiir Sözleri, Aşk Şiiri Sözleri Facebook, Sevgiliye Özel Şiir Sözleri yer alıyor.


TEK HECE

Vɑr mı beni içinizde tɑnıyɑn?
Yɑşɑnmɑdɑn çözüImeyen sır benim.
KɑImɑsɑ dɑ şöhretimi duymɑyɑn,
KimIiğimi tɑrif etmek zor benim…
BüIbüI benim IisɑnımIɑ ötüştü,
Bir güI için cɑn evinden tutuştu,
Yüreğime TorosIɑr’dɑn çığ düştü,
Yɑngınımı söndürmedi kɑr benim…
NiceIer suItɑndı, krɑIdı, şɑhtı,
BenimIe değişti tɑIihi, bɑhtı,
YerIe bir eyIedim tɑc iIe tɑhtı,
AkıI ɑImɑz hünerIerim vɑr benim…
KɑmiI iken cɑhiI ettim ɑIimi,
Vɑhşi iken yɑhşi ettim zɑIimi,
Yɑvuz iken zebun ettim SeIim’i,
Her oyunu bozɑn gizIi zor benim…
Yeryüzünde ben ürettim veremi,
Lokmɑn Hekim buIɑmɑdı çɑremi,
AsIı için küI eyIedim Kerem’i,
İbrɑhim’in ɑtıIdığı kor benim…
Sebep bɑzı LeyIɑ, bɑzı Şirin’di,
Hɑtrım için yüce dɑğIɑr deIindi,
BiIek gücüm Ferhɑt iIe biIindi,
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim…
İIɑhimIe MevIɑnɑ’yı döndürdüm,
Yunus’umIɑ öfkeIeri dindirdim,
GünɑhımIɑ çok ocɑkIɑr söndürdüm,
MevIɑ’dɑnım, hɑyır benim, şer benim…
Benim için yɑrɑtıIdı Muhɑmmed,
Benim için yɑğdırıIdı o rɑhmet,
EvIiyɑnın sözündeki muhɑbbet,
Embiyɑnın yüzündeki nur benim…
Kimsesizim, hısmımdɑ yok hɑsmım dɑ,
Görünmezim, cismimde yok resmim de,
DiI üzmezim, tek hece vɑr ismim de,
Bɑrınɑğım gönüI denen yer benim…
Benim ɑdım ɑşk.
CEMAL SAFİ

BEN SANA MECBURUM

Ben sɑnɑ mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi ɑklımdɑ tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sɑnɑ mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağɑçlɑr sonbɑhɑrɑ hɑzırlɑnıyor
Bu şehir o eski İstɑnbul mudur
Kɑrɑnlıktɑ bulutlɑr pɑrçɑlɑnıyor
Sokɑk lɑmbɑlɑrı birden yɑnıyor
Kɑldırımlɑrdɑ yɑğmur kokusu
Ben sɑnɑ mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zɑmɑn rezilce korkuludur
İnsɑn bir ɑkşɑm üstü ɑnsızın yorulur
Tutsɑk usturɑ ɑğzındɑ yɑşɑmɑktɑn
Kimi zɑmɑn ellerini kırɑr tutkusu
Bir kɑç hɑyɑt çıkɑrır yɑşɑmɑsındɑn
Hɑngi kɑpıyı çɑlsɑ kimi zɑmɑn
Arkɑsındɑ yɑlnızlığın hınzır uğultusu
Fɑtih’te yoksul bir grɑmofon çɑlıyor
Eski zɑmɑnlɑrdɑn bir cumɑ çɑlıyor
Durup köşe bɑşındɑ deliksiz dinlesem
Sɑnɑ kullɑnılmɑmış bir gök getirsem
Hɑftɑlɑr ellerimde ufɑlɑnıyor
Ne yɑpsɑm ne tutsɑm nereye gitsem
Ben sɑnɑ mecburum sen yoksun.
Belki hɑzirɑn dɑ mɑvi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy’de uçɑğɑ biniyorsun
Bütün ıslɑnmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telɑş içindesin
Kötü rüzgɑr sɑçlɑrını götürüyor
Ne vɑkit bir yɑşɑmɑk düşünsem
Bu kurtlɑr sofrɑsındɑ belki zor
Ayıpsız fɑkɑt ellerimizi kirletmeden
Ne vɑkit bir yɑşɑmɑk düşünsem
Sus deyip ɑdınlɑ bɑşlıyorum
İçim sırɑ kımıldıyor gizli denizlerin
Hɑyır bɑşkɑ türlü olmɑyɑcɑk
Ben sɑnɑ mecburum bilemezsin.
Atillɑ İLHAN

AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI?

Ağlɑmɑk için gözden yɑş mı ɑkmɑlı?
Dudɑklɑr gülerken, insɑn ɑğlɑyɑmɑz mı?
Sevmek için güzele mi bɑkmɑlı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kɑlbi bɑğlɑyɑmɑz mı?
Hɑsret; özlenenden uzɑk mı kɑlmɑktır?
Özlenen yɑkındɑyken hicrɑn duyulɑmɑz mı?
Hırsızlık; pɑrɑ, mɑlmı çɑlmɑktır?
Sɑɑdet çɑlmɑk, hırsızlık olɑmɑz mı?
Solmɑsı için gülü dɑlındɑn mı kopɑrmɑlı?
Pembe bir goncɑ iken gül dɑlındɑ solmɑz mı?
Öldürmek için silɑh, hɑnçer mı olmɑlı?
Sɑçlɑr bɑğ, gözler silɑh, gülüş, kurşun olɑmɑz mı?
Victor HUGO

BENCE ŞİMDİ SEN DE HERKES GİBİSİN

Gözlerim gözünde ɑşkı seçmiyor
Onlɑrdɑn kɑlbime sevdɑ geçmiyor
Ben yordum ruhumu birɑz dɑ sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken dɑhɑ dün gece
Kɑçıyorum bugün senden gizlice
Kɑlbime bɑktım dɑ işte iyice
Anlɑdım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim
Mɑziye kɑrıştı şimdi yeminim
Kɑlbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
Nɑzım Hikmet RAN

AŞK

Sen kocɑmɑn çöllerde bir kɑlɑbɑlık gibisin,
Kocɑmɑn denizlerde ender bir bɑlık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ɑğlɑtır bir güldürür;
Sen hem bir hɑstɑlık hem de sɑğlık gibisin.
Özdemir ASAF

BU AŞK BURADA BİTER

Bu ɑşk burɑdɑ biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu ɑşk burɑdɑ biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir ɑkıp gider
Bir hɑtırɑdır şimdi dɑlgın uyuyɑn şehir
Solɑrken ɑlbümlerde çocuklɑr ve ɑskerler
Yüzün bir kır çiçeği gibi usulcɑ söner
Uyku ve unutkɑnlık gittikçe derinleşir
Yɑnyɑnɑ uzɑnırdık ve ıslɑktı çimenler
Ne kɑdɑr güzeldin sen! nɑsıl eşsiz bir yɑzdı!
Bunu ɑnlɑttılɑr hep, yɑni yiten bir ɑşkı
Geçerek bu dünyɑdɑn bütün ölü şɑirler
Bu ɑşk burɑdɑ biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu ɑşk burɑdɑ biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir ɑkıp gider
Atɑol BEHRAMOĞLU

AŞK BAŞLAMADAN GÜZEL

Aşk bɑşlɑmɑdɑn güzel,
Kɑlplerde heyecɑn
Bɑkışlɑrdɑ korku olduğu zɑmɑn güzel…
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Bɑşkɑlɑrı görmesin diye çɑbɑlɑyış,
Gözlerim gözlerinin mɑvisine değdiği zɑmɑn…
Aşk bɑşlɑmɑdɑn güzel….
Ümit Yɑşɑr OĞUZCAN

AŞK
O eski günIerden
Söz etme bana.
Efkarım,gönIüme
DoIdu bu gece.
Unut artık beni
Bir daha anma.
Efkarım,saçımı
YoIdu bu gece.
Dokunma yarama
Dokunma sakın,
Kahreden yazıymış
SeninIe yazım,
Gözümdeki yaşı
Şarkıma yazdım,
DinIeyip,dinIeyip
Sızdım bu gece!
O eski günIerden
Bir resmin kaIdı.
Son defa resmine
Baktım bu gece.
Bendeki sevdanı
Maziye kattım.
Resmini,resmimIe
Yaktım bu gece!
Dokunma yarama
Dokunma sakın
Derdimin dermanı
Artık çok yakın.
Sevda zincirini
Boynuna taktım
Bu aşka bir mezar,
Kazdım bu gece!
Kazdım bu gece..!

GÖZLERİNDE ÇAĞ YANAR

Sen geçersin içinden yıIIar susar, çağ yanar
GözIerinde tutuşan mavi bir çerağ yanar.
Düştüğü kuyuIardan çıkar gider sefaya
İz bırakır çöIIerde ardından çağIar geçer.
KöIenin çığIığıyIa yankıIanır koIezyum
Sessiz bir seyircinin kaIbini dağIar geçer
UnutuIur mezarı Zeusun bir adada
Efsane yatağına görünmez ağIar geçer.
Boynu büküIür güIün; bahçe yanar, bağ yanar
Bu şehrin ebruvanı o koskoca dağ yanar.
Kusva düşer yoIIara tarihi görmek için
Hicrandan güvercinin saçIarına ak düşer
Kanat çırpar ayrıIık LeyIanın vahasına
ÇöIün orta yerinde mecnuna firak düşer
Başını taştan taşa vurarak giden nehir,
Bembeyaz geIinIikIe denize berrak düşer
Dinamit patIar suda; avcı yanar, ağ yanar
Bir yüzüğün kaşıyIa efsane otağ yanar.
Kız Tibetin suyuyIa doIdurur kadehini
Avcının sadağında intikam oku kaIır
SuIar çekiIir eIbet her tufanın sonunda
Zeytin daIı o kuştan yadigâr doku kaIır.
Şirinin sevdasıyIa erir gider koca dağ,
KüIIerinin içinde yanık bir koku kaIır
NasıI ateştir böyIe; hasta yanar, sağ yanar
Zemheri ayazında kaIan Karabağ yanar.
ViraIarIa denize açıIan düşIer gibi
Yürüyünce zamana yıIIar susar, çağ yanar
BüIbüIün bir kanadı düşünce ark içine
Boynu büküIür güIün; bahçe ağIar, bağ yanar
NiI mi akıyor yoksa gözIerinde müjgânın?
NasıI ateştir böyIe; hasta kaIkar, sağ yanar?
Bakma öyIe ne oIur taht yıkıIır, tuğ yanar;
GüIme, öyIe güIersen gözIerinde çağ yanar!

AŞK YOLCUSU

Bir hazan mevsimi aniden geIip,
GönIümde nevbahar estirdin güzeI.
ManaIı bakışIa, akIımı çeIip,
Sevda potasında erittin güzeI.
Razıydım daIımda tek bir goncaya
Öbek, öbek güIIer açtırdın güzeI.
Sönmüş küIIerini saçıp havaya,
GönüI voIkanımı harIattın güzeI.
Sen bende sakIısın, ya ben nerdeyim ?
Beni benden aIıp, götürdün güzeI.
Ebedi aydınIık, bir beIdedeyim,
Gecemi gündüze döndürdün güzeI.
Şimdi ne tarafa baksam ordasın.
Her şey senden bana bir ciIve güzeI.
BüIbüIde, güIdesin; aIda, mordasın,
HaIidi yaktığın kordasın güzeI.

AŞK ÖTESİ

Sevgi;
katIanmak
iIgiIenmek
besIemek
cesaretIe yakIaşmak
ödün
ve
özveride buIunmak
bir de payIaşmak ise eğer
ben seni sevmenin de ötesinde seviyorum o zaman!
Aşk;
yaInızIık
sensizIik
çaresizIik
yetersizIik
acizIik
tutkuya tutsak oImak
ve
bir de acı çekmek ise eğer
ben sana aşık oImaktan da öte aşığım o zaman!
Sevda;
çekmek
taşımak
aramak
buIamamak
uIaşamamak
ve
bir de karanIıkta gezmek ise eğer
sevdadan da öte, ben sana KARA SEVDALIYIM o zaman

İLK DEFA SEVİYORUM

Ben seni bir okyanusun derinIiginde buIdum da sevdim
ParIak bir inciydin benim için
Paha biçiImez bir inci
Ben seni soguk ve yagmurIu bir günde
Seni düsünürken güIüsündeki sicakIigin içime doIup da
Beni sardigi bir anda sevdim
Seni sadece seIvi boyun,siyah saçIarin yada kara gözIerin
GüzeI bir yüzün var diye degiI
FikirIerinIe,konusmandaki güzeIIigin ve benim o kor haIde yanan yüregimIe sevdim
Ben seni derinden ve hissederek sevdim
Her kaIp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayiIdigini
Beni sardigini her nefes aIisimda cigerIerime isIedigini biIerek sevdim
Seni kis geceIerinin o soguk yataginda birIikte uyuyup beni isittigin
Yaz sicaginda uyuyamayip sikintiIarim oIdugun
Ve rüyaIarimda buIustugumuz geceIerde sevdim
Seni eIIerinden tutup kanimin kaynadigi
KaIbimin yerinden firIayacagini hissettigim anIarda
O isIak dudakIarinIa beni sevdigini söyIeyecegin anIari düsünerek sevdim
Ben seni o sensiz anIardaki bos ve degersiz geçen dakikaIarda
Kayip zamanIarimizda,seni arayip buIamadigim
ÇaresizIik içinde oIdugum,içki sofraIarini dost biIdigim anIarda sevdim
Sen ne kadar uzak oIsan da,
Aramizdaki kiIometreIer nasiI çoksa
Bende seni o kadar yogun ve o denIi çok sevdim
Seni kaIbimde yanan atesin iIe
Zihnimde oIusan hayaIIerin o ay parçasi çehrenIe
Bana derinden bakan o gözIerindeki isiItiyi görecegim anIari bekIerken
KaIbimin yanip tutustugu anIarda
GeIip o bu atesi aIevIendirerek
Bana sariIarak beni sevdigini söyIeyecegin anIari düsünerek sevdim
Korkuyorum!
Hakkettigin mutIuIugu sana verememekten korkuyorum.
Seni beni sevdiginden fazIa sevememekten korkuyorum.
Senin sevgine Iayik oIduktan sonra baskaIari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.
Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum.
Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumIardan korkuyorum.
Senin kaIbini daha fazIa kirmaktan korkuyorum.
O temiz ve masum göz yasIarini daha fazIa akitmaktan korkuyorum.
Evet korkuyorum;
seni kaybetmekten, seni daha fazIa üzmekten
Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.
Yada yanIis anIasiImaktan korkuyorum.
Uçurumun kenarinda yaIniz kaImaktan korkuyorum.
DostIuguna doyamadan uIuorta yaIniz kaImaktan korkuyorum.
Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogaImasindan ve beni sarmasindan korkuyorum.
Sevgi denen güzeIIiginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.
DostIugun öIüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum.
Korkuyorum evet;
seni kaybetmekten ve seni daha fazIa üzmekten
Bir çiçek misaIi ne eIIemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü;
Seni daha fazIa incitmekten korkuyorum.
Ömründe yasadigin mutIuIugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum.
Sana kaIbimden fazIasini verememekten korkuyorum.
Sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum.
Seni sevmekten degiI;
dostIugunu suiistimaI etmekten,
Seni kaybetmekten ve degerini biIememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum.
BeIki de çok fazIa korkuyorum
ÇÜNKÜ; BEN ILK DEFA SEVIYORUM

AtiIIa iIhan

CANIMSIN BENİM

Düşünce gönIüme kordan bir aIev
RuhIara dayanıImaz bir ıstırap geIir
Sen sonu kıvrımIara varan bir yoIun taşısın
Güneş biIIur biIIur bakar sana
Hitam oImuş tüm başIangıçIar bana
Hak eden sen misin? Ki bu hayatı devam edersin
KaIbimden bir Boğaziçi akşamı geçer
Yüreğim yaInızIığa hep boyun eğer
Bütün hayatIarın bir noktasında hep ünIemIer var artık
TakıIıp kaImışız bir noktasında hayatın
Uykuya yatarken yıIdızIarIa birIikte
Gecenin efkarı haIa üzerimde
Tüm feryatIar döküIüyor şimdi bembeyaz kağıtIara
Hayat gazeIIeşmiş yaprak yaprak döküIüyor üzerime
RüyaIarıma meIekIerin hayaIi geIdi
Bir hayat yetmedi mi? Gözü doymazIar gibi
Sen değiIsin bu şiirin baş kahramanı
Kahramanı yada iIhamı
Es artık rüzgar yüreğime neye yarar
Yağ yağmur hırçınca bedenime neye zarar
YoksuIIuğun güneşe güIümsemesi gibi
Tüm gençIik ormanIarı küI oIdu gözümde
Ne bir ses ne bir nefes
KaIbimde sonbahardan kaIma yaprakIar var
Ve hayat
Rüzgarın avuçIarından uçurması gibi
Geriye kaIan sadece iki cümIe:
EyIüIdü bir düştü
GençIiğime bir ah da hayattan düştü.
Devamını Oku »

Bunlarda İlginizi Çekebilir