Sıfırdan
Bir kadınla en çok kimin birlikte olabileceği konusunda bir yarışma yapılıyormuş, dayanırsa kadın dayanamazsa yarışmacı büyük ödülü alacakmış. Nam-ı Kemal de oradaymış. Her postadan sonra da duvara çarpı atılıyormuş. Alman başlamış 1,2,3.. tıkanmış. İngiliz başlamış 3,5,7.. o da tıkanmış. Fransız 15,20.. derken o da kalmış. Bizim Nam-ı Kemal başlamış 70,80,90 derken durmak bilmiyor. Bakmış kadın iş kötü, Nam-ı Kemal'in duracağı yok, 95.yi yaparken "yok efendim bu 94." diye tutturmuş. Nam-ı Kemal, "Olur mu hanfendi 95 oldu, burada boşuna mı çarpı atıyoruz, sayıyoruz" dese de kadın dinlemiyor, "hayır bu daha 94." diyormuş. En sonunda bizimki zıvanadan çıkmış: - "Başlarım şimdi çarpına da sana da, sil hepsini sıfırdan başlıyoruz."
Yüzme bilmeyenler terketsin
Bir gün stadyumda en çok kim boşalacak diye yarışma düzenleniyor. Önce Alman boşalıyor ve tam 2 litre çıkartıyor, spiker stadyumdaki seyircilere "2 litre" diye söylüyor. Sonra Fransız boşalıyor ve tam 5 litre çıkartıyor. Spiker "5 litre çıktı" diyor seyircilere. Bizim Nam-ı Kemal geliyor. Spikerin elinden mikrofonu alıyor ve şöyle diyor "lütfen yüzme bilmeyenler stadyumu terk etsin."
Şair padişah
Günün birinde şair bir padişaha ilham perisi gelir ve başlar yazmaya: -
"Çıktım ağaca yedim hamını mamını,....?" - "Çıktım ağaca yedim hamını
mamını,....?" gerisi bir türlü gelmez. Padişah geceleri uyku uyuyamaz
olur şiirini tamamlayamamıştır bir türlü. En sonunda ülkesinin bütün
şairlerini sarayında toplatır ama yine nafile onlar da bu mısranın
devamını getiremez. Sıra en sonunda Nam-ı Kemal´e gelir ve padişah
başlar: - "Hadi Nam-ı Kemal getir şunun devamını da ne istersen vereyim
sana!" - "Buyrun Padışahım..." - "Çıktım ağaca yedim hamını mamını..."
Nam-ı Kemal hemen devam eder: - "Düşersen aşağı görürsün ananın
*mını..."
O dışarda
Ülkenin birinde çok azgın bir kadın varmış, kimse bu kadını cinsel
doyuma ulaştıramamış! En sonunda akıllara Nam-ı Kemal gelmiş olsa olsa
bu işi o becerir demişler ve onu çağırmışlar.. Nam-ı Kemal´in de "Ben bu
işi ancak karanlık bir odada yaparım" diye özel bir isteği olmuş..
Neticede Nam-ı Kemal ve kadın karanlık bir odada başlamışlar
sevişmeye... 1 saat, 2 saat 3,5,7,10,15,20 saat olmuş ikisinde de tık
yok... 24 saat sonra kadın artık pes etmeye başlamış ve seslenmiş: -
"Yeter artık Nam-ı Kemal yeter, ben öldüm!" - "Ne Nam-ı Kemal´ı abla ben
Recep!" - "Recep mi? Peki Kemal? O nerde?" - "O dışarda bilet kesiyo
abla"
Karpuz taşımaca
Nam-ı Kemal, Japon, Alman ve İngiliz en çok kimin karpuz taşıyacağı
üzerine iddiaya girerler. Jopon der ki: - "Ben iki tane taşırım..
Koltuklarımın altına birer tane alarak." İngiliz der: - "Ben de 4 tane
taşırım.. İki tane koltuk altlarıma, iki de omuzlarımın üstüne alırım."
Alman da der ki: - "Ben de beş tane taşırım.." Herkes şaşırır "nasıl
taşırsın?" - "İki tane koltuk altına alırım, iki tane omuzlarımın
üstüne, bir tane de önüme takarım" demiş. Sıra Nam-ı Kemal'e gelmiş, o
da "9 tane taşırım" demiş.. "Nasıl?" demişler.. - "İki tane koltuk
altına, iki tane omuzlarıma alırım.. Almanı da önüme takarım."
Yalanlar
Uluslararası yalan atma yarışmasında üç ülke finale kalır, Almanya,
Fransa ve Türkiye... Türkiye´yi temsilen de Nam-ı Kemal oradadır. Jüri
yarışma konusunu ortaya atar: "Batan bir gemidekileri nasıl
kurtarırsınız?" Önce Alman Palavracı dizer yalanları: - "Ben çok iyi bir
yüzücüyümdür. Gemideki bütün insanları yarım saat gibi kısa bir sürede
gide-gele, gide-gele karaya taşırım." - "ohaaa" der Fransız ve bu sefer o
başlar: - "Ben de sıçarak büyük bir ada oluştururum ve insanları o
adaya çıkartarak kurtarırım!" Sıra Nam-ı Kemal'dedir oda okkalı bir
yalan söyler: - "Bende de öyle bir "şey" var ki onu şöyle gemiden karaya
doğru bir uzattım mı köprü olur ve bu insanları köprüden geçirir
kurtarırım." - "Çüşşş..." der Fransız, "hiç o kadar büyük şey olur mu?"
Bizimki cevap verir: - "Öyle *öte böyle şey!"
Yapma Kemal
Bir gün Nam-ı Kemal bir yarışmaya katılmış. Yarışma en çok kadın yapma
yarışı. Neyse 1. yarışmacı başlamış, spiker sayıyor: -
"1,2,3,4,5,6..7...8" 2. yarışmacı, spiker sayıyor: -
"1,2,3,4,5,6,7,8..9,10...11 çok güzeeel" Neyse sıra Nam-ı Kemale
geliyor, spiker sayıyor: - "1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 oda ne
Nam-ı Kemal seyircilerin arasına daldı 15,16,17,18.. Yapma Kemal..."
Zurna
Kralın bir kızı vardır ve daha önce hiç cinsel deneyimi olmamıştır. Kral
bir gün kızıyla cinsel ilişkiye girmemek şartıyla isteyenin kızıyla
evlenebileceğini ilan eder. Adayların içinden Nam-ı Kemal'i seçer. Nam-ı
Kemal bir süre sonra güzel kızın yanında olup da ona dokunamamaktan
sıkılır. Sonunda dayanamayarak penisini çıkartır. İlk defa penis gören
kız "bu ne" diye sorar Nam-ı Kemal'e; o da "zurna" diye cevap verir.
Bunun üzerine kız zurnayı çalmaya başlar ve bir süre Nam-ı Kemal olayı
böyle götürür. Kemal sonunda sıkılır ve bir gün kız zurnayı istediğinde
onu bahçede kaybettiğini söyler.. Kız da babasına Nam-ı Kemal'in
zurnasının bulunmasını istediğini söyler. Bütün saray bahçede Kemal'in
zurnasını aramaya başlar, kız etrafa bakarken bir anda babasının
elbisesinin altından sarkan penisi görür ve babasına "baba, baba işte
zurna burda" der ve çekiştirmeye başlar. Telaşlanan kral, "kızım bırak o
annenin zurnası" der..